Güneş ışığı, farklı ışın türlerinden oluşan ultraviyole (UV) radyasyonları içerir. Bunların içinde en çok tanınanları UVA ve UVB ışınlarıdır. Bu ışınlar cildimizi farklı şekillerde etkileyebilirler. UVA ışınları yüksek dalga boyuna sahip, bulutlardan ve camdan kolaylıkla geçebilen bu sebeple de cildin daha derin tabakalarına penetre olabilen bir özelliktedir. UVB ışınları ise UVA ışınlarına göre daha kısa dalga boyuna sahiptirler ve camdan geçemezler. UVB ışınları mevsimlere, güneşe maruz kaldığımız saatlere göre değişkenlik göstererek cildin üst epidermal tabakasına etki eder ve ciltte kızarıklıklara, güneş yanıklarına sebep olabilirler. İnsan vücudundaki D vitamininin yaklaşık % 90’ı işte bu UVB ışınlarının etkisi ile derinin alt katmanlarında sentezlenir.
D vitamini, optimal insan sağlığı için hayati bir rol üstlenir. Vücutta kalsiyum ve fosfor emilimini sağladığından özellikle kas ve kemik sağlığını korumak açısından oldukça önemlidir. Bağışıklık sistemini güçlendirerek pek çok inflamatuar ve kronik hastalığa karşı koruma sağlar. Kan basıncını kontrol ederek kalp ve damar hastalıkları risklerini azaltır. Pek çok kanser türünü önlemeye yardımcıdır. Cilt sağlığını korur. Sinir sistemi, beyin gelişimi ve fonksiyonlarında pozitif etkiler gösterir. Kilo vermeye destek olur, kandaki insülini dengeler ve böylece diyabet riskini azaltır. D vitamini psikolojik açıdan da mutlulukla yakından ilişkilidir. Kişinin enerjisini yükselten ve ruh halini iyileştiren serotonin hormonunun salgısını artırmaktadır. Bu sayede kronik yorgunluk, halsizlik ve depresyonunun önüne geçer.